Veda (Ayşe Kulin)


Bizim yaptığımız işte sivriliğe yer yoktur.

Veda (Ayşe Kulin)

Esir Şehirde Bir Konak

… Hep savaşmıştı zaten Osmanoğlu, ha bir savaş eksik olmuştu, ha bir fazla! Osmanlılar savaşlara ve savaşların getirdiği zorluklara alışıktılar. Dolayısı ile bu savaşı da tevekkülle karşılamıştı kocası. Nicedir, mağlubiyet haberlerine de alışmışlardı. Ama Kemal’in sonu başından belli bir muharebeye katılması, sonra da esir düştüğünün haberi yıkmıştı kocasını. Yüzü hiç gülmeyen bir koca ve sürekli ağlayan teyzeyle ev yaşanmaz hale gelmişti.

Neyse ki, uzun zamandır duymaya hasret kaldıkları bir zafer haberiyle biraz olsun teselli bulmuşlardı. Çanakkale’de kazanılan zafer, her evde olduğu gibi, onların konağında da bomba gibi patlamıştı. Bayram etmişlerdi. Tatlılar, börekler yapıp konu komşuya göndermişlerdi. Evlerinin içi sabah ziyaretçileriyle dolmuştu, mahalle halkı bayram kutlar gibi birbirini tebrike gitmişti. Ama sevinç uzun sürmemiş, bu zaferle gelen iyimserlik Behice’nin kursağında kalmıştı. Reşat Bey, yine üzülecek bir şeyler bulmuş, “Çanakkale’nin intikamını almak için olsa gerek, İngiltere ve Fransa aralarında gizlice anlaşarak Oniki Ada’yı İtalya’ya vermişler. Bize danışmaya dahi gerek görmeden nasıl yaptılar bunu?” diye tutturmuştu. Yine suratından düşen bin parça olmuştu.

“Ayol, koskoca Bosna Hersek gitti, Balkanlar gitti, Oniki Ada’ya ne diye hayıflanıyorsunuz, ilahi Reşat Bey,” diye çıkışmıştı kocasına Behice.

Kitaptan biraz alıntı yaptım yukarıda. Aşağıda kitabın arka kapağını okuyabilirsiniz. Heyecanla okunan her zamanki gibi çok güzel bir kitap.

Ayşe Kulin, Osmanlı İmparatorluğu’nun son günlerinde işgal altındaki İstanbul’da bir konakta yaşananları anlatıyor bu kez. Son Maliye Nazırı ve ailesi aracılığıyla o dönemin resmini çizen Veda, çökmekte olan bir tarih ile yeni bir gelecek arayan Milliciler arasında sıkışan o dönem Osmanlı aydınının da öyküsünü dile getiriyor.

Ayşe Kulin’in her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubu ile okurlarının elinden bırakamayacakları bir kitap bu. Günümüz Türk edebiyatında neredeyse eşsiz olan, biyografik veriler ile roman tekniğini birleştirmekteki ustalığını bir kez daha sergileyen Kulin, bu kez bir İstanbul öyküsü ile bir imparatorluk tarihini birlikte ele alıyor.

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.