Çıplak Ayaklıydı Gece (Ahmet Ümit)


Ölümün Hükmü Yok!

Çıplak Ayaklıydı Gece (Ahmet Ümit)

Ölümün Hükmü Yok!
“Haykırmaz olsa da kulaklarında martılar / Gümbürdemez olsa da dalgalar kıyılarda; / Çiçeklerin fışkırdığı yerde bir çiçek bile / Kaldırmaz olsa başını çarpan yağmura; / Deli de olsalar, ölü de çiviler gibi / Baş verecektir kişilikleri kır çiçeğinden sürer gibi; / Çıkacaklardır güneşe, tükeninceye dek güneş, / Ölüme kalmayacaktır bu dünya.” (Dylan Thomas / Bülent Ecevit)

Ülkenin en kararlı, en özverili, en iyimser çocukları. Sert, acımasız, zalim günler. Zor günlere inat gülümsemelerini korumaya çalışan gençler. Kahramanlıklar, ihanetler, acılar ve aşklarla dolu romantik bir yaşam. Demokrasi ateşini, diktatörlüğün en karanlık döneminde yakmaya çalışanların serüveni. 12 Eylül darbesine direnen insanların gerçek yaşamlarından çarpıcı öyküler.

“Büyük bir çatışma çıkmıştı kentte. Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar, insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı. Ve hepsi silahlıydı. Çeşit çeşit sustalılardan otomatik tabancalara kadar bir iyice kuşanmışlardı silahlarını. Bir köşe başında bekliyorlardı bizi. Bekledikleri yerde karşılaştık. Belki daha elverişli bir köşe başı ve daha uygun bir zaman bulunabilirdi ama bu karşılaşma kaçınılmazdı. Çatışma uzun sürdü. Karanlık bir dönemin bitişinden karanlık bir dönemin başlangıcına kadar. Yenilmiştik. Yenileceğimiz belli değildi ama çok da şaşırmadık. Şimdi kaçıyorduk işte. Yakalanmamak için, yeniden dövüşebilmek için kaçıyorduk. Belki de bastığımız bu ham toprak İstanbul’un karanlık, suskun sokaklarıydı. Bırakıp geride karımızı, çocuğumuzu, basılacak evimizi terk ediyorduk…”

Ahmet Ümit, öykü de yazsa, polisiye de yazsa kısaca ne yazarsa güzel yazıyor. Öykülerin başlarında dörtlükler sanki okuyacağımız metne bizi hazırlıyor. 🙂

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.